Lazerle Leke Tedavisi

Lazerle leke tedavisi, deriye rengini veren ve pigment ismi verilen partiküllerin bölgesel birikiminden kaynaklanan leke problemleri için uygulanan bir tedavi yöntemidir. Bu lekeler herhangi bir hastalığa sebep olmasa da, kişilerde psikolojik etkiler yaratmakta ve zararlı kimyasal kozmetik ürünlerine yönelmelerine neden olmaktadır.

Cilt lekelerinin oluşmasının birçok nedeni vardır: Foto yaşlanma dediğimiz güneşin cildimize verdiği zararlar, hormonlardan kaynaklanan değişiklikler, yaş ilerledikçe ortaya çıkan kahverengi lekeler, gebelik, doğum kontrol ilaçlarının kullanılması, yanlış kozmetik ürün kullanımı ve cilde yapılan yanlış uygulamalar gibi faktörler cilt lekelerine yol açabilir.

Lazerle leke tedavisi, çiller, yaşlanma lekeleri, et benleri ve doğum lekeleri gibi durumlarda kullanılabilir. Bazen lekenin durumuna göre lazerle birlikte diğer tedavilerin uygulanması da önerilebilir. Tedavi süresi, lekenin cinsi, derinliği ve kişinin cilt yapısına bağlıdır. Örneğin, yüzeysel bir leke tek seansta tedaviye yanıt verirken, derinde bulunan bir leke daha uzun bir sürede lazerle tedaviye cevap verebilir. Doğum lekeleri tedavisi ise daha uzun seanslar gerektirir ve 5-10 seans sürebilir. Melazma adı verilen bazı güneş lekeleri 8-10 seans sürebilir. Leke tedavilerinde seansın süre aralıkları lekenin durumuna göre 3 ile 8 hafta arasında değişiklik gösterebilir. Bazı lekeler tamamen kaybolmayabilir ancak lazerle leke tedavisi uygulamasından sonra lekelerin renginde önemli oranda açılma olur. Bu yüzden nadiren de olsa bazı lekeler için seanslar uzayabilmektedir.

Lazerle leke tedavisinde lazerin hedefi, lekeye sebep olan melanin pigmentidir. Lazerden çıkan ışık enerjisi, tutulduğu yerde ısı enerjisine dönüşerek cilde etki eder ancak sadece melanin pigmentini hedef aldığı için normal hücreler tarafından tutulmaz. Bu yüzden diğer hücrelere zarar vermez. Yani lazer ışığı özellikle melanin tarafından emilmektedir.

Tedavi uygulanacak bölgeler güneşten veya bronzlaştırıcı losyonlardan dolayı bronzlaşmış olmamalıdır. Aksi takdirde cildin bronzlaşma sebebiyle oluşan daha koyu renkli kısımları da lazer ışınlarını absorbe edebilir ve bu yüzden ciltte irritasyona sebep olabilir. Ancak son zamanlarda kullanılan Q-switched lazerler koyu tenliler dahil tüm cilt tiplerinde rahatlıkla kullanılabilmektedir. Ayrıca melazma tedavisinde kullanılan özel tedavi yöntemi olan lazer toning ile lazer sonrası cilt reaksiyonu görülmemektedir. Bu sayede hasta günlük işlerine rahatlıkla devam edebilmektedir. Koyu tenli kişilerde de işlem sonrası reaksiyonel lekelenme görülebilmektedir. Özellikle kılcal damarları olan, kızarık ve hassas ciltli kişilerde oldukça dikkatli olunmalı ve uzman kişiler tarafından tedavi edilmelidir.

Kısaca, yoğunlaştırılmış ışık demeti anlamına gelen lazerle leke tedavisi, son 20 yılda yapılan çalışmalarla birlikte eskiye oranla çok daha etkili sonuçlar vermektedir. Ayrıca koyu tenli kişilerde açık tenli kişilere nazaran daha etkili ve güvenle kullanılmaktadır. Tedavi sonuçları, kişinin sahip olduğu lekenin cinsine ve doktorun uyguladığı tedavinin doğruluğuyla ilgilidir. Bu yüzden uzman bir doktor ile görüşmek ve doğru şekilde yönlendirilmek oldukça önemlidir.